Ercan Güven’den Fenerbahçe için ilginç benzetme: Terrakotta Ordusu

Posted by

Trendyol Süper Lig’e ‘şampiyonluk’ parolasıyla giren Fenerbahçe taraftarı önünde Adana Demirspor’u tek golle geçerek sezona 3 puanla başladı. Spor yazarları Kadıköy’deki müsabakayı yorumladı.

TERRAKOTTA ORDUSU – ERCAN GÜVEN (MİLLİYET)

Mourinho kulübede olduğundan beri her resmi maça, “ilk Çin İmparatoru Huang’ın kilden yapılmış Terrakotta Ordusu” gibi çıktı Fenerbahçe… Muhteşem ama hareketsiz. Her biri paha biçilemez sanat eseri futbolcular ama eylemsiz.
En azından bir devreyi hep böyle geçirdi, kendine ancak ikinci yarılarda gelebildi Fenerbahçe.
Bu bir strateji olamaz. Hele Kadıköy’de lig açılışı yapan Fenerbahçe’ye Mourinho’nun empoze ettiği strateji hiç olamaz.
Nedendir bilinmez… Ve asla tahammül edilmez. Şimdilik futbol sırlarından bir tanesi olarak ve sürmesinden korkularak hayretle izleniyor.

Transfer tahtası kapalı Adana Demirspor karşısında bile üç-beş dakikalık peşrevden sonra aynıydı Fenerbahçe’nin oyunu. Neyse ki, bu kez kendini biraz zorlayanlar gerekçe yaratabilirdi Fenerbahçe adına!
Aslan gibi oynasa da henüz 15 yaşında kaleci ile, kanatları çelimsiz, merkezi verimsiz, santradan Fenerbahçe yarı sahasına geçmesi bile “olay” Adana Demirspor başka bir boyuta taşıdı Fenerbahçe’yi. Korkuyordu… Ancak maçın sonlarında anladı etiketlerden korkmanın gereksiz olduğunu Adana Demirspor. Korkulması gereken iyi oynayan organize bir takımdı ki, o da Fenerbahçe değildi.

Sadece merkezi kapatmaya çalışan konuk takıma karşı kanatları kullanmayı bıraktı önce ev sahibi. Hareketlilik azaldı. Takımın boyu uzadı. Szymanski kendisiyle birlikte orta sahayı da göçtürdü. Tempo düştü; sanki düşecek yer kalmış gibi. Fenerbahçe’de herkes ayağına top istemeye başladı.
Sahada ilk düdükten beri hayat belirtileri gösteren, çabalayan Dzeko golü atmasaydı ilk yarının aynı atalet içinde sürüp ikinci yarıya da sarkması işten bile değildi.

‘İLK DEVRE AYNISINI OYNASAYDI F.BAHÇE’YE GOL ATARDI’

İşin ilginç yanı, ikinci yarı Fenerbahçe düzeldikçe Adana Demirspor da Rodriguez önderliğinde oyuna girmeye başladı. İlk devre aynısını oynasa gol atardı Fenerbahçe’ye!
“İlk yarı Adana Demirspor, Fenerbahçe’yi durdurdu, ikinci yarı Fenerbahçe, Adana Demirspor’u oyuna çekti” cümlesi tamamen doğrudur, lakin futbolla hiç alakası yoktur! Hele ilk 45’de hiç!..
Ve maçın bitmesine on dakika kala Mourinho’nun hamlesi geldi. Maximin, Osayi, Dzeko kenara, Mert Müldür, Bartuğ ve En Nesyri sahaya. Ne oldu? Daha etkili hale geldi Adana Demirspor.
Lille maçında ya patlar bu iş, ya da içe doğru çöker.

MOURINHO ÇOK ÖNEMLİ MESAJ VERDİ – UZAY GÖKERMAN

Jose Mourinho’lu Fenerbahçe Süper Lig’e dün merhaba dedi. Evet, bu cümleyi kurmak bile başlı başına bir futbolseveri heyecanlandırıyor olmalıdır. Dünyanın sayılı futbol adamlarından biri olan Mourinho Türkiye’deki ilk resmî karşılaşmasına çıktı.

Hiç kuşkusuz bu durum hem Portekizli hem de Süper Ligin hakemleri açısından ilginç ve bir o kadar da farklı deneyim olacaktır.

‘OYNATMAYAN TARAFA TOLERANSLI BİR YÖNETİM’

Her ne kadar göğüslerinde FIFA kokartı olsa da hakemlerimizin büyük bölümü Avrupa’dan futbol izlemeyi tercih etmiyor olacaklarından; ülkemizde, oynayan veya oynamaya çalışana değil, oynatmayan tarafa toleranslı bir yönetim şeklini tercih ediyorlar. Haliyle bu duruma fazlasıyla uzak Liglerde takım çalıştırmış, başarılar kazanmış Mourinho için alışılmadık olduğu kadar kabullenilmesi de kolay olmayacak bir görüntü çıkarıyor ortaya.

Zaten ilk düdükle birlikte Adana Demirsporlu oyuncuların ne yapmaya çalıştıkları net bir şekilde görülünce Portekizli teknik adam kenarda neyi kime şikâyet edeceğini bilemez bir hale büründü.

Haksız mıydı ya da abartıyor muydu? Bu soruya çok farklı yanıtlar geleceğinden eminim; çünkü hakemlerin yönetim şekli bir anlamda ülkenin futbol seviyesini de belirliyor. Hakemler oyunu yönetmekle kalmıyor; son 30 yılda onu yorumluyor aynı zamanda da kamuoyunu şekillendiriyor. Bunun temel sebebi her ne kadar herkes futboldan anladığını iddia edip her fırsatta ahkam kesse de ne yazık ki işin gerçeği bunun tam tersi olmasıdır.

Olimpiyat Oyunlarındaki madalya sıralamamızın içler acısı durumu bizim aynı zamanda bir spor ülkesi olmadığımız gerçeğini de her 4 senede bir yüzümüze çarpıyor. Evet, sorunun cevabı çok açık ortada; hem sporun, rekabetin ruhunu hem de kurallarını bilmiyoruz. Çünkü aslında sevmiyoruz. Sportif olanın da önünü olmadık gayri ahlaki yöntemlerle kesiyoruz. Jose Mourinho kadar olmasa da farklı seviyelerde ülkemize gelen spor adamlarını ülkemizden nasıl gönderdiğimiz, yolculadığımız ortadadır.

Her ne kadar deniz bitmiş olsa da hala sorunla yüzleşme cesareti olmayanların iradesi altında, kendi kendine koydukları tuhaf anlayışla oyunun sürmesi sağlanıyor. İşte dün Kadıköy’de hakemin düdüğünün çalmasıyla birlikte gözümüze çarpan gerçek buydu. İlk maç yazısının ana gövdesini bunun üzerine kurmamın nedeni de… Jose Mourinho “Türk futbolu için çalışıyorum” diye çok önemli bir detayda mesaj verdi maç sonunda. Üzerine fazlasıyla kafa yorulması gereken bir sözdü.

‘SZYMANSKI İLK DEFA 8 NUMARA OYNADI’

Dün Portekizli Hoca sahada birkaç önemli değişik pozisyon değişikliği ile maça başladı. Szymanski’nin ilk defa 8 numara bölgesinde oynaması hem oyuncu hem de takım için bir ilkti. Onun yerinde de Tadic görev yapıyordu.

Her iki futbolcu da sanki bulundukları pozisyonu yadırgamış gibiydiler. Tadic oyunun ilerleyen bölümlerinde sık sık kanatlara doğru gitti. Çünkü Fenerbahçe son yıllarda tipik bir kanat oyunu oynayan takıma dönüştü. Orta alanda Fred’in (çalışkanlığının) olmadığı maçlarda ister istemez bu bölge yaratıcılığını kaybediyor.

Bu aynı zamanda rakipler için de avantajlı bir durum yaratıyor. Orta alanda yeterli üretkenlik olmayınca takın kendini kanatlara atıyor ve tüm mücadele oralarda veriliyor. Hücum ve savunma yönünden… Dün Maximin de sezonun ikinci maçına çıkmasının saha içi yabancılığını yaşadı. Tek başına yapabildiklerini takım arkadaşlarıyla bir türlü uyumlu hale getirememiş olması pas tercihlerinde ve Fenerbahçe’nin gol pozisyonu üretmesinde tutukluk yarattı.

Bu tutukluğun birçok oyuncunun yerini yadırgamasıyla bağlantısı olsa da hiç kuşkusuz sezonun henüz ilk maçının etkisini de belirtmek gerekiyor. 3 gün sonra çok daha önemli bir maça çıkacak Fenerbahçe ve söz ettiğimiz tutukluğa mutlak surette bir çözüm bulunması gerektiği de ortada.

Gol ve dahası gollere ihtiyacı var! Bunun için de daha fazla pozisyona…

 

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir